Gölyüzü Mahallesi’nde sahur vakti davul çalan Erkan Babat, 16 yaşında babasından gördüğü bu mesleği devraldı. O günden beri Ramazan davulculuğu yaparak hem mahalle sakinlerini sahura kaldırıyor hem de eski bir geleneği yaşatıyor. Babat’a göre, teknolojinin gelişmesiyle birlikte bazı insanlar alarm saatlerine veya telefonlarına güvenseler de, davul geleneğinin yerini hiçbir şey tutmuyor.
“Telefon bozulabilir, şarj bitebilir. Ama biz her gece görevimizin başındayız” diyen Babat, davul sesinden rahatsız olanların da olduğunu dile getiriyor. “Bazen birileri çıkıp ‘istemiyorum’ diye bağırıyor. Eğer çocuğu hasta olan varsa, geçerken daha dikkatli oluyoruz. Ama bazıları geleneğin değerini anlamıyor,” diyor.
Ramazan boyunca yaklaşık 45 dakika ile 1 saat arası süren çalışmaları, hava koşullarına bağlı olarak değişiyor. Yağmur yağdığında işlerinin zorlaştığını söyleyen Babat, “İster istemez yoruluyoruz ama elimizden geleni yapıyoruz,” ifadelerini kullandı.
Gelirlerinin büyük kısmını vatandaşlardan aldıkları bahşişler oluşturuyor. “Kimi zengin görünüyor ama gönlü fakir, kimi gecekonduda yaşıyor ama gönlü zengin,” diyen Babat, davulculuğun sadece kazanç sağlamakla kalmayıp, mahalledeki cami ve okullara da katkı sunduğunu belirtiyor.
Gençlere seslenen Erkan Babat, Ramazan davulculuğunun ek iş olarak iyi bir seçenek olabileceğini vurguluyor. “Ellerinde bir meslek olsun, okusunlar ama Ramazan ayında bu işi yaparlarsa iyi bir gelir elde ederler,” diyerek gençleri bu geleneği sürdürmeye davet ediyor.
RSS